Yediyordu Elif kağnısını 
Kara geceden geceden 
Sanki elif elif uzuyordu inceliyordu 
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar 
İnliyordu dağın ardı yasla 
Herbir heceden heceden 
Mustafa Kemal'in Kağnısı derdi kağnısına 
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı 
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifcik 
Nam salmıştı asker içinde 
Bu kez herkesten evvel almıştı yükünü 
Doğrulmuştu yola, önceden önceden 
Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif, 
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar 
Kocabaş çok ihtiyardı çok zayıftı 
Mahzundu bütün Sarıkız, yanısıra 
Gecenin ulu ağırlığına karşı, 
Hafiftiler, inceden inceden 
İriydi Elif kuvvetliydi kağnı başında 
Elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri 
Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim 
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına 
Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti 
Niceden niceden 
Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu. 
Nazar mı değdi göklerden, ne? 
Dah etti, yok. Dahha! dedi, gitmez. 
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gıcır gıcır 
Nasıl durur Mustafa Kemal'in Kağnısı 
Kahroldu Elifcik, düşünceden düşünceden 
Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş, 
Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni. 
Geçer, götürür ana çocuk mermisini askerciğin 
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım 
Bak hele üzerimden ses seda uzaklaşır 
Düşerim gerilere iyceden iyceden 
Kocabaş yığıldı çamura 
Büyüdü gözleri büyüdü, yürek kadar 
Örtüldü gözleri örtüldü hep 
Kalır mı Mustafa Kemal'in Kağnısı bacım 
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifcik 
Yürüdü düşman üstüne yüceden yüceden.
   
Şiir Sitesi
Ünlü şairlerin kaleminden şiir adına ne varsa sizlerle.
